Hep kendi yaralarımdan baktım dünyaya, bu yüzden kırık bir
pencere gibi yer etti yüreğimde; kendi omzunu öpen kadınlar
gördüm, kendi yaralarını saran insanlar, kendi başını okşayan
çocuklar… Dünya bu yüzden kırık bir pencereden bakıyormuşum
gibi göründü gözüme; her şey yarım bırakılmış, görüntüler birkaç
kare eksikmiş gibi. Kupkuru toprağa yağmur yağdığında nefesimi
kesen o toprak kokusunu alamıyorum artık. Her şey kendisi
olmayı unutmuş; çünkü dünya giderek eksiliyor
Hep kendi yaralarımdan baktım dünyaya, bu yüzden kırık bir
pencere gibi yer etti yüreğimde; kendi omzunu öpen kadınlar
gördüm, kendi yaralarını saran insanlar, kendi başını okşayan
çocuklar… Dünya bu yüzden kırık bir pencereden bakıyormuşum
gibi göründü gözüme; her şey yarım bırakılmış, görüntüler birkaç
kare eksikmiş gibi. Kupkuru toprağa yağmur yağdığında nefesimi
kesen o toprak kokusunu alamıyorum artık. Her şey kendisi
olmayı unutmuş; çünkü dünya giderek eksiliyor